Telefon : 05066213441 / 0555 041 61 51

E-Posta : info@sirftiyatro.com

Mehmet Cinemre Röportaj verdi

  Çocukların ve bireylerin eğitim, iş ve sosyal hayatlarının gelişimine büyük faydası olan drama ve sanat eğitimleri Gölcük’ün sanat alanında ki markası Sırf Tiyatro tarafından başarıyla veriliyor. Sırf Tiyatronun Sanat Yönetmeni Mehmet Cinemre drama eğitiminin önemi ile ilgili geniş bilgi verdi ve çeşitli kurslar için kayıtların sürdüğüne dikkat çekti. Gölcük sanat yönünden de her geçen gün biraz daha gelişiyor. Bu noktada çeşitli eğitimlerde göz çarpıyor. İlçemizin tiyatro alanında ki gelişiminin öncüsü Sırf Tiyatro başlattığı eğitimlerle de çocuklarımız için çok önemli bir görevi yerine getiriyor. Drama ve çeşitli sanatsal eğitimler bu noktada çok ama çok önemli. Sırf Tiyatro eğitimlerine Gölcük Merkez, Değirmendere Şube ve Gölcük Garnizon’da devam ediyor.

AYRINTILI BİLGİ ALABİLİRSİNİZ

  Tiyatronun Sanat Yönetmeni Mehmet Cinermre gazetemize verdiği bilgi de yetişkinlerin ve çocukların gelişimine fayda sağlayan drama başta olmak üzere çeşitli eğitimlerin tüm hızıyla sürdürdüğünü söyledi. 5-13 yaş ve yetkişkinler olmak üzere iki grup yaptıklarını dile getiren Cinemre, Drama eğitimi ile ilgili siz gazetemiz okurlarına çok özel bilgiler verdi. Uzman bir ekip tarafından verilen bu eğitimlerle ilgili geniş bilgi almak isteyenler, 0 533 575 02 41 nolu telefonu arayabilir, Gölcük ve Değirmendere’de bulunan sanat merkezilerine uğrayabilir.

DRAMA VE EĞİTİM

Cinemre açıklamasında şunları söyledi: “Eğitimde, ülkemizde en çok başvurulan yöntem öğretmenin anlatıp öğrenenlerin dinlediği bilinen klasik yöntemdir. Bu yöntem birçok konuda işe yaradığı gibi, birçok konuda ise yetersiz kalmaktadır. Özellikle dramanın konu edindiği iletişim, sosyal ilişkiler, duygu ve düşüncelerin ifadede edilmesi, empati kurabilme, düş gücünü geliştirme gibi konularda öğrenenlerde istendik yönde davranış değişikliği meydana getirmek hemen hemen mümkün değildir. Sosyal yaşam ve sosyal çevreyle ilgili bilgilerin çoğu da yaşantılar yoluyla edinilir. Günümüzde teknolojik gelişmeler nedeniyle bireyin sosyalleşme sürecinde aile, komşular, akrabalar vb. yakınların etkisi azalmıştır. Bu nedenle akrabalık ve komşuluk ilişkileri sırasında yaşantılar yoluyla edinilen bilgilerin bireye kazandırılması, yaşantılar yoluyla bireyde olumlu değişmeler sağlama yöntemi olan drama tekniğinin eğitimde uygulanması zorunluluk haline gelmiştir” dedi.

DÜNYA’YA YAYILMIŞ BİR AKIM

Açıklamasına devam eden Cinemre, “J.Jack Rousseau ile başlayıp, John Dewey, Johann Heinrich Pestalozzi ve Friedrich Froebel ile devam eden, Maria Montessori ile önce Avrupa’dan, Amerika’ya yayılan, daha sonra da dünyadaki başka ülkelerde etkisini sürdüren, çocuğun içsel potansiyelinin önemini ve bu potansiyelini özgür ve sevgi dolu çevresel koşullarda aktif yaşantıları sayesinde gelişebileceğini vurgulayan görüş, eğitimde drama tekniğinin temelindeki anlayışlardan biri olarak kabul edilebilir. Bu görüşü vurgulayan Hohmann ve Weikart gibi çağdaş eğitimciler de çocuğun doğrudan doğruya kendi yaşadığı yaşantılar ile ilgili olarak çalışmasının ve düşünmesinin anlamlı olduğunu, başkalarının yaşadığı yada anlattıklarının değil, kendi yaşantılarının anlamlı bilgi sağlayabileceğini belirtmişlerdir. Anlamlı olan bilgi ise, davranışa yansır ve daha kalıcıdır” şeklinde konuştu.

KONUŞARAK İLETİŞİMDE BULUNMAK ÖNEMLİ

Cinemre devamında, “Çocuklarla drama kuramcılarından Peter Slade ise drama uygulamalarının bir başka yönü olan, kendi hareketleri yolu ile yaşantı geçirmenin yanı sıra, konuşarak iletişimde bulunmanın önemini vurgulamıştır. Kendi hareketleri yoluyla algıladıkları konusunda konuşarak iletişimde bulunan çocuk, öğrenme ortamında bir “seyirci” değil, “aktif bir katılımcıdır” ve öğrenme bakımından avantajlı bir konumdadır. Drama bir bakıma oyundur. Çocuk ve oyunun birbirine ne kadar çok yakışan iki olgu olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Çocuk, çevresiyle iletişim kurmaya başladığı andan itibaren oyun oynar ve bu oyunlar içinde hoşça vakit geçirip eğlenirken bir taraftan da hayatı tanır. Ancak drama da amaç çocuğu oyalamak, ona hoşça vakit geçirtmek, eğlendirmek değildir. Amaç söz konusu oyun sürecinde çocuğun kendini geliştirmesi bakımından yaşantılar yoluyla yeni öğrenimler kazanmasıdır. Bu bakımdan drama, özellikle örgün eğitim vermeyen SHÇEK bünyesindeki çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi kuruluşlarda uygulanabilirliği olan, çağdaş bir eğitim tekniğidir” dedi ve sonrasında dramanın yararlarını sıraladı.

DRAMANIN YARARLARI –

Drama yönteminde bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanıldığı için çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını ifade edebilmeyi ve yorumlamayı öğrenir. Drama, çocuğun utangaçlık, çekingenlik vb. olumsuz duygulardan arınmasını sağlar. – Drama oyun oynayarak yapıldığından soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılıp somutlaştırılmasına yardımcı olur. Böylece olaylar karmaşık bile olsa çocuk kolayca anlar ve yorumlar, çatışmalarla olumlu biçimde baş etmesini öğrenir. – Çocuğun düş gücünü geliştirir ve zenginleştirir. Bilim ve teknolojideki buluşların, onları bulan kişilerin öncelikle düş güçlerinin bir ürünü olduğunu düşünürsek dramanın çocukların düş gücünü geliştirmesinin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılacaktır. Ayrıca sanatın ve sanat eserlerinin oluşturulmasında da düş gücü olmazsa olmaz bir koşuldur. Drama, çocukların sanatçı ruh taşıyan bireyler olarak yetişmesinde de önemli rol oynar. – Çocuklarda estetik duygusunun ve bilincinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocuk iyi, güzel, doğru gibi kavramları daha sağlıklı algılar ve yorumlar. – Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Çocuk, olaylara ve hayata eleştirel bir gözle bakmayı, yorumlamayı öğrenir. Böylece çocukta olay, olgu ve kavramları bir mantık süzgecinden geçirme yeteneği oluşur ve kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi kabullenmeden araştırıcı olmaya yönelir. – Drama çok önemli bir öğrenme yoludur. Drama arcılığıyla çocuk, olaylar ve durumları, bunların arasındaki bağlantıları kolayca öğrenebilir. Böylece çocuğun problem çözme yeteneği gelişir ve kendi ayakları üzerinde durabilme becerisi kazanır. – Drama grupla yapılan bir etkinlik olduğundan çocuğun işbirliği yapma, sosyal ilişkiler, iletişim kurma gibi sosyal yönlerinin gelişmesine katkıda bulunur, çoğun sosyal gelişimini hızlandırır. – Yapılan etkinlikler sırasında duygular da yansıtıldığından çocuğun duygusal gelişimini olumlu yönde etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur. Çocuğun günlük sıkıntılardan kurtulup deşarj olmasını sağlar. – Çocuk drama etkinlikleri içinde kendini ve çevresini, çevresindeki insanları daha iyi tanır. Böylece çocuğun empati kurma becerisi gelişir ve çevresindeki diğer bireyleri ve olayları anlaması kolaylaşır. – Yapılan etkinlerde ele alınan konuların içeriği bakımından çocukta ahlaki, milli ve manevi değerlerin gelişmesi sağlanabilir. – Dramanın öncelikli amacı çocukları eğlendirmek olmasa da, drama etkinliği sırasında çocuk eğlenir ve mutlu olur. Drama çocukları neşelendirir, umut ve iyimserlik duyguları yaratır. – Drama çocukta iyi bir edebiyat deneyimi oluşturur. Ayrıca çocukta sanat eğilimlerini başlatır ve sanatı özellikle de tiyatroyu sevmesine katkıda bulunur. – Drama yukarıda sayılan yararların hiçbirini sağlamasa en azından çocukları eğlendirir, hoşça vakit geçirmelerini sağlar.